Balların Rengi Neden Farklıdır?
- 5.02.2024
- DETAYLI BİLGİ
Yaşamımız boyunca üretim ve tüketimlerimizin sonucu olarak dünyada bir iz bırakmaktayız. Bıraktığımız bu iz her zaman bizimle olacak ya da başka faaliyetlerimizin sonucu olarak karşımıza elbet çıkacaktır. Bu yüzden sürdürülebilir yaşamı önemsiyor ve daha da benimsenmesini istiyoruz. Sürdürülebilir yaşam hem şu an ki hayatımız için hem de gelecek nesil için büyük önem taşımaktadır.
Daha önceki yazılarımızda da bahsettiğimiz konu olan ekolojik ayak izini sürdürülebilir yaşamla bağdaştırmıştık. Bu yazımızda ise ekolojik ayak izinin en büyük payına sahip bileşeni olan karbon ayak izini ele alacağız.
Git gide artan hızlı nüfus artışı, şehirleşme, sanayileşme ve bunlara bağlı ortaya çıkan üretim ve tüketimin daha da artması çevresel sorunların büyümesine sebep olmaktadır. Günümüzün önemli sorunlarından biri olan küresel ısınma ve iklim değişikliği ise son zamanlarda oldukça artmaya başladı [1]. İklim değişikliği, kuraklık, doğal dengenin bozulması ve bazı biyolojik türlerin azalıyor olması ciddi tehlikelere neden olmaktadır [2].
Sanayi, tarım, ulaştırma, enerji tüketimi, fosil yakıtların* daha fazla kullanılıyor olması doğal ve endüstriyel sera gazlarının* oranını arttırmıştır. Sera gazlarının birikimi insan kaynaklı etkilerle ekosistemde değişikliklere neden olmakta ve bunun sonucunda iklim değişikliği yaşanmaktadır [3]. Sera etkisi yaratan gazlar ya da fosil yakıtların (petrol, doğalgaz, kömür) kullanılmasıyla karbondioksit gazı salınımı gerçekleşmekte ve artışa sebep olmaktadır. Bu artış “Karbon Ayak İzi” kavramını ortaya çıkarmıştır [1]. Karbon ayak izi, toplumun üretim ve tüketiminde doğa üzerindeki etkilerini nicel verilerle ortaya koyan, çevresel sürdürülebilirliğin önemli noktalarından biridir [1]. Başka bir ifade ile karbon ayak izi; birim karbondioksit cinsinden ölçülen, oluşan sera gazı miktarı açısından toplum faaliyetlerinin ekosisteme verdiği zarar ölçüsüdür [4]. Birim olarak ise “ton.CO2-eşdeğer” ya da kg.CO2-eşdeğer” olarak bilinmektedir [5].
Karbon ayak izi hesabı yapılırken bir bireyin yıl içinde doğa ortamına saldığı karbondioksit miktarı belirlenmelidir. Bu belirleme yapılırken ısınma, ulaşım, yeme, içme gibi aktiviteler ile üretilen ve tüketilen ürünler sonucunda oluşan karbon miktarı kullanılır [6]. Var olan diğer ayak izi türlerinin aksine burada konu karbon olduğu için hesaplanmış bir biyolojik kapasite* yoktur. Onun yerine hesaplamalarda hasat edilmemiş orman arazisi kullanılmaktadır. Atmosfere salınan her ton karbonu depolayabilmek için bu kullanım daha doğrudur [7].
Karbon ayak izi, birincil ve ikincil karbon ayak izi olmak üzere iki temel bölümden oluşmaktadır. Birincil karbon ayak izi; evsel enerji tüketimi ve ulaşım (uçak, araba vb.) dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanması sonucu ortaya çıkan karbondioksit emisyonunu belirtmektedir. İkincil karbon ayak izi ise herhangi bir alanda kullanılan ürünlerin üretiminden bozulmalarına kadar geçen süreçte oluşan karbondioksit emisyonlarının ölçüsüdür. Genel bir ifade ile ikincil karbon ayak izi birincil karbon ayak izini kapsıyor denilebilir [8].
En başta da belirttiğimiz gibi ekolojik ayak izinin en büyük bileşeni olan karbon ayak izi %46 oranında bir pay ile karşımıza gelmektedir. Bu ortalama kişi başı 1,17 kha olarak belirtilebilir. Karbondioksit emisyonlarının oranlarını incelemek istersek; en yüksek payı olan %26 ile elektrik sektöründe olduğunu görebiliriz. Bunu sırasıyla imalat, sanayi ve inşaat %22 ile, ithalat %16, ulaşım %15, konut ve hizmetler ise %12 ile takip etmektedir [7, s.50]. Tüm bu sektörlerin oranları karbon ayak izinin oluşumunda karşımıza çıkmaktadır.
Karbon Ayak İzi Oluşumu Nasıl Azaltılabilir ?
Toplumca alacağımız her önlem aslında aza indirgeme konusunda çok önemlidir. Her birey kendinden sonraki nesli düşünüp ona göre yaşam biçimi kurduğu takdirde dünya daha yaşanılabilir hale gelecektir. Peki ne gibi önlemler alınabilir ?
Sözlük :
Kaynaklar :
[1] Ö. B. GÖKÇEK, A. BOZDAĞ, H. DEMİRBAĞ, (2019), Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Örneğinde Karbon Ayak İzinin Belirlenmesi, Ömer Halisdemir Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, Cilt 8, Sayı 2, s.722.
[2] Rana R., Ingrao C., Lombardi M., Tricase C., “GreenhouseGas Emissions Of An Agro-Biogas Energy System: Estimation Under The Renewable Energy Directive”, Science of The Total Environment, 2016, 550:1182-1195.
[3] Arıkan Y. (2006). Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü, metinler ve temel bilgiler, Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye, Ankara.
[4] Bıyık Y. Ve Civelekoğlu G., (2018), Ulaşım Sektöründen Kaynaklı Karbon Ayak İzi Değişiminin İncelenmesi, Bilge International Journal of Science and Technology Research 2018, 2(2) s.160.
[5] Bekiroğlu O. (2011). Tarımda Karbon Ayak İzi Sürdürülebilir Kalkınmanın Yeni Kuralı: Karbon Ayak İzi, İstanbul, s.6.
[6] Kumaş, K., Akyüz, A., Zaman, M., Güngör, A., “Sürdürülebilir Bir Çevre İçin Karbon Ayak izi Tespiti: MAKÜ Bucak Sağlık Yüksekokulu Örneği” El-Cezerî Fen ve Mühendislik Dergisi 2019, 6 (1); s.109-110.
[7] WWF (2012), Türkiye’nin Ekolojik Ayak İzi Raporu, WWF Rapor TR 2012, http://awsassets.wwftr.panda.org/downloads/turkiyenin_ekolojik_ayak_izi_raporu.pdf (Erişim Tarihi: 14.02.2021). S.30.
[8] Atabey, T., (2013). Karbon Ayak İzinin Hesaplanması: Diyarbakır Örneği. Fırat Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, s.84.
[9] Binboğa G., Ünal A., Sürdürülebilirlik Ekseninde Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin Karbon Ayak İzinin Hesaplanmasına Yönelik Bir Araştırma, Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 2018, 21:187-202.
[10] Ceyda ERDEN, (2014), DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİ VE TÜRKİYE’NİN KARBON AYAK İZİ, Anadolu Üniversitesi Eskişehir/Türkiye, s.2.
[11] Melike Kozak, Didem Keser, Mesut Efe Büken ve Zeynep Zaimoğlu, (2019), İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELEDE SOFRAMIZDAKİ YİYECEKLERİN KARBON AYAK İZİ, Çukurova Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Adana, Türkiye, s.921.